Pismis Tavuk, Dobrowsky ye ne oldu?
Gülsem mi aglasam mi dedirten talihsizlikler, birbirini kovalayan yanlis anlasilmalar, icinden cikilmaz caprasik olaylar, radikal cözüm yollari. Pismis Tavuk, Dobrowsky ye ne oldu, doktor ve psikoterapistler dünyasiyla ilgili bir kara mizah öyküsü. Yazar, mesleki ve sahsi deneyimlerinden yola cikarak hazirladigi güldürücü, düsündürücü ve sürükleyici bir harmani, büyük bir zevkle sunuyor okuyucuya.
Her tür kargasaligi kendine bir miknatis gibi ceken genc doktor Agnes, düse kalka ilk meslek deneyimlerini edinmeye baslamistir. Ortalik iyice karisinca careyi, Bayan S. isimli bir psikoterapiste danismakta bulur. Agnes, seans sirasinda, olanlara kendini o denli kaptirir ki, öyküde yer alan kisilerin sahsiyetlerine bürünüp, onlarin agzindan anlatmaya baslar. Okuyucu böylece kisilerin farkli bakis acilarini ögrenir. Herkese kazik atan, hikayenin kötü adami, düzenbaz Doktor Dobrowsky. Onun eski dostu, simdiyse rakibi, kalantor bir bashekim. Kosullar gerektirirse bacak bile kesebilen yasli ebe Rahibe Rosa. Bir yudum alkol icince bile kafayi bulup, akil almaz sacmaliklar yapan bir basasistan. Saksafon calan, yanlislikla halüsinojen yutan, kizlara karsi mahcup genc bir asistan doktor. Bazi günler herkes bir pismis tavuktur, filozof postaci Kemal in deyisine göre.
Onlar anlatir, psikoterapist Bayan S. yazar dinlediklerini. Psikoterapistin akli, bir taraftan da bosanma davasi acmis olan adi batasi kocasinda, oyun salonlarinda cözmeye calistigi para sorunlarindadir.
Hizla gelisen olaylarin sonucu kacinilmaz oldugu kadar da mantiklidir. Dobrowsky sorunu, kökünden halledilir.