Kürd kızı Letya 17 yaşında gerillaya katılır ve gerillanın stratejik değişim nedeniyle gerilladan ayrılır doğum yeri olan Frankfurt'a geri gelir ve illegalitede yaşamak zorunda kalır.
Letya gizli geldiği Frankfurt'tan Berlin'e trenle yolculuğu sırasında genç bir Alman ile tanışır ve onun vasıtasıyla biri Alman diğeri Japon olan iki kadının birlikte yaşadığı ortak konutta taşınır ve bu iki kadın vasıtasıyla yeni bir hayata adım atar. Bu iki kadınla olan sıcak arkadaşlığı ve onların çevresiyle girdiği ilişkiler içinde fena şekilde etkilenir ve bambaşka bir insan olur.
Roman, hem bir Kürd kadınının çıplak ve çarpıcı yaşamını ve aynı zamanda Batı toplumu içerisinde göçmen kadınların entegrasyonda çektikleri zorlukları hem de muhteşem Kürdistan sorununu konu ediniyor.
Kadın toplumun duygularını, düşüncelerini, anlayışlarını, kültürünü, ahlakını, bilincini yansıtan öznelerden biridir ve bir toplumu çözümleyebilmenin önemli boyutlarından biri de o toplumun kadınına bakmak o toplumun kadınını ele almak gerekir. Belki de bu nedenle Alan Lezan bu ilk romanında bize Kürd kadınını, Kürdistan sorununu soluksuz bir yazın, ustaca bir kurgu ve heyecan dolu inanılmaz sürükleyici bir dil ile sunmuştur.